BİLİMSEL DÜŞÜNCENİN YOLUNDA –NEDEN?(3)–ARİSTOTELES!

“Neden”(aition) şu anlamlara gelir: 1) Bir şeyi, bu şeyin bir parçası olarak meydana getiren içkin madde: örneğin tunç, heykelin: gümüş, bardağın nedenidir. Aynı şekilde tunç ve gümüşün cinsleri, nedendirler. 2) Form veya model, yani özün tanımı ve cinsleri (örneğin 2/1 oranı ve genel olarak sayı, oktavın nedenleridir), tanımın içinde bulunan kısımlar. 3) Değişmenin veya sükûnetin kendisinden başladığı ilk ilke: Örneğin bir karar veren, eylemin; baba, çocuğun bir nedenidir. Genel olarak yapan, yapılan şeyin; değiştiren, değişmeye uğrayan şeyin nedenidir. 4) Erek, yani bir şeyin kendisi için olduğu şey: örneğin sağlık, gezinti yapmanın nedenidir; çünkü “insan niçin gezinti yapar” sorusuna, “sağlıklı olmak için” cevabını veririz ve bunu derken de bu olayın nedenini açıkladığımızı düşünürüz. Bu, kendisinden bir başkası tarafından hareket ettirilip, hareket ettirici ile erek arasında bir aracı rolü oynayan her şey için de geçerlidir. Örneğin zayıflama, müshil alma, ilaçlar veya aletler, sağlığın nedenleridir. Çünkü bütün bu araçlar, bir amaç için kullanılırlar. Bazıları araç, diğerleri eylemler olmaları bakımından birbirlerinden ayrılırlarsa da burun bu nedenler bir erek için vardırlar. 
Aristoteles-Metafizik-(Çev:Ahmet Arslan). Sosyal Yayınlar:236.

Son iki yazıda neden kavramının anlamı üzerine bir şeyler karalamaya çalışıyoruz. Bu yazı dizisinin bir anlamı var elbette. “Neden?” sorusu bilimsel düşünce sistemimizin en anlamlı sorusudur. Aristoteles, Fizik Kitabının başında “ilk nedenleri, temel öğeleri bildiğimizde her bir nesneyi bildiğimizi düşünürüz” demektedir. Yani bir nesneyi ya da olayı nedenleriyle birlikte açıkladığımızda bizim için anlam ifade eder hale gelmektedir. Hatta bu nedenleri bulamadığımızda diğer açıklama yollarına saparız. Yıldırımın nedenlerini ve oluşumunu açıklayamadığımız için İlahlarla yapılan açıklamalara yaslanmaktayız. Ve ancak nedenleri açıkladığımızda, bu karanlık yollarından kurtulup yolumuzu gerçek anlamda bulabiliriz. Bu yüzden nedensellik kavramının anlamı üzerine kafa yormaktayız.
Aristoteles’in nedensellik açısından özel bir önemi bulunmaktadır. Tarih boyunca neden kavramına Aristo kadar farklı açılardan bakabilen ikinci bir kişi yoktur. Bazı okurların yakın dönemdeki felsefecilerin adını mırıldandığını duyar gibi oluyorum. Ancak bu açıklamaların da eninde sonunda Aristoteles’e dayandığı düşünülürse bakış açım daha iyi anlaşılacaktır. Alfred North Whitehead, “Tüm Batı Felsefe tarihi Platon’a düşülmüş dipnotlardan ibarettir” demiştir. Bence bu söz eksiktir. Günümüze kadar gerek felsefe gerekse bilim alanında nedensellikle ilgili yapılan her tartışma, Aristoteles’in dört neden kuramına yapılmış olan dipnotlardan daha ileriye gidememektedir.
“Her şeyi ancak ilk nedenini bildiğimizi düşündüğümüzde bildiğimizi söylediğimize göre kazanmamız gereken bilimin, ilk nedenlerin bilimi olduğu acıktır. Nedenler ise dört anlamda kullanılırlar. Bir anlamda nedenden formel tözü yani özü anlarız. Çünkü bir şeyin “niçin”i, sonuçta onun tanımına (kavramına) indirgenir ve nihai “niçin”i bir neden ve ilkedir. Bir diğer anlamda neden, madde veya dayanaktır. Üçüncü bir anlamda o, değişmenin kendisinden ileri geldiği şeydir. Nihayet bu üçüncünün karşıtı olan dördüncü bir anlamda neden, ereksel neden veya iyi olandır (çünkü iyi olan, her türlü oluş ve değişmenin ereğidir). Fizik’te bu nedenleri yeterli ölçüde ele aldık. Ancak gene de burada bizden önce varlığı incelemeye girişmiş ve gerçek üzerinde düşünmüş olanları yardımımıza çağıralım. Çünkü onların da bazı ilke ve nedenlerden söz ettikleri acıktır. O halde onların görüşlerini gözden geçirmemiz yararlı olacaktır. Çünkü böylece ya başka tur bir nedeni keşfedeceğiz veya şu anda savunduğumuz nedenlerin doğruluğuna olan inancımız daha pekişmiş olacaktır.” Aristoteles-Metafizik-(Çev:Ahmet Arslan). Sosyal Yayınlar:87-89.
Aristoteles’in Metafizik’te anlattığı dört neden kuramı, günümüzde de nedensellik algımızın kaynağını oluşturur. Burada nedensellik, maddi, formel, fail ve ereksel olmak üzere dörde ayrılır. Maddi neden değişimin köken aldığı maddedir. Çünkü her şey değişim için bir özne gerektirir. Burada değişimi kabul eden bir madde olmalıdır. Su ısınınca kaynar çünkü ısınmayı kabul edecek özellikte bir maddedir. Değişimi kabul eden, değişen niteliklerden bağımsız ve onlara taşıyıcı görevi gören şey maddedir.
Bir diğer nedensellik boyutu ise formel nedendir. Maddeden farklı olarak meydana gelmenin sonucunda ortaya çıkacak bir şey lazımdır o da formdur. Onun örneğine göre heykel olma özelliği taşıyabilen mermerin Afrodit heykeli olabilmesindeki tek faktör madde değildir. Heykel tıraşın zihnindeki Afrodit formudur. Suyun ısınmasındaki formel nedense ısınma formudur. Bu maddenin aldığı özelliğin de kendisidir.
Buraya kadar anlatılan nedensellik bizim bilimsel olarak algıladığımız nedensellik için geçerli değildir. Bizim anladığımız, açıklamaya çalıştığımız nedensellik türü fail nedenselliktir. Hareketin ya da değişimin doğrudan kaynağı olan nedensellik türüdür. Heykelin nedeni heykeltıraşın onu yapmasıdır. Suyun kaynamasının nedeni ateşe ve ısıya maruz kalmasıdır. Sağlığın nedeni spor yapmaktır.  Dördüncü nedensellik açıklaması da ereksel nedenselliktir. Burada olayın nihai amacı yatmaktadır. Değişimin neyi yaratmaya çalıştığıdır. Spor yaparsınız çünkü sağlıklı olmak istersiniz. Meşe tohumunun ereği meşe ağacı olmaktır. Ereksel nedenle fail neden birbirleriyle ilişkilidir. Sağlıklı olmak spor yapmanın ereksel nedenidir. Spor ise sağlığın fail nedenidir.
Aristoteles’e göre bir olayın açıklanmasında bu dört neden zorunludur; ancak hiçbiri tek başına yeterli değildir. Sağlıklı ya da hasta olmak özelliği insanın maddesinde bulunmaktadır. Sağlık form olarak insanın zihninde mevcuttur. Sağlıklı olmak için spor yapmalıdır. Spor yapan kişi nihai sonuç olarak sağlıklı olma halini amaçlamaktadır.
İşte düşünce tarihimizdeki en net açık nedensellik açıklaması Aristoteles tarafından yapılan dört neden kuramıdır. Bu açıklamalar daha sonra insanları herşeyin nedenler zinciri içinde açıklandığı deterministik bir doğa anlayışına sürükleyecektir. Ancak tartışma burada sonuçlanmayacaktır. Günümüze kadar gelecek olan bu tartışmada en ilginç örneği de İslam Filozofları ile Gazzali sunacaktır. Bu tartışmanın sembolik ismi ise kuşkusuz İbn Rüşd olacaktır. Bir sonraki yazıda bu tartışmadan devam edeceğiz.
 
Coşkun Bakar, Hekim, Halk Sağlığı Uzmanı, Prof.Dr.

 
NOT: Bu yazı Temmuz 2019 tarihinde Çanakkale Troia Dergisinin 18-19. sayfasında basılı olarak yayınlanmıştır...

Yorumlar