BİLİMSEL DÜŞÜNCENİN YOLUNDA –EPHESOSLU HERAKLEİTOS–

“Aynı nehirlere iki defa inemezsin”... 
“Çünkü aynı nehirlere inenlerin üzerine her zaman yeni sular gelir”
“Düşünce, herkeste ortaktır” … 
“Ortak olanları izlemeliyiz; ama insanların çoğu sanki kendilerine mahsus özel bir bilgelikleri varmış gibi yaşamaktadırlar” … 
“Uyanık olanların dünyası ortaktır; ama uyuyanların her biri kendi dünyasına döner.” 
Herakleitos.. Ahmet Arslan, 193, 205.

Düşünce tarihimizde bilginin varlığına kafa yorabilecek zekâları etkileyebilen çok az sayıda insan bulunmaktadır. O kadar ki bir çırpıda saymaya kalksak 20 kişiyi ya buluruz ya da bulamayız(Gerçekte bundan çok fazla olsa da). Sizi bilmem ama, Efesli Herakleitos benim listemde ilk ona kesinlikle girmektedir. Onun en çok sevdiğim sözlerinden birisi de “Doğa gizlenmeyi sever.” sözüdür. Bu söz doğayı anlamak isteyenlere önemli bir mesajdır. Öğrenmek istiyorsanız doğanın gizemlerinin peşinde koşacaksınız.
Aslında bu yeni bir bakış açısı değildir. Bilinen tarihte insan Sümerlerden bu yana doğanın gizemlerini anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Ancak bu uygulamasını günlük işleyişinin içinde tamamen faydacı bir bakış açısıyla yapan Sümer insanından farklıdır, Helen coğrafyasının insanı. Öncelikle sadece merak etmektedir ve cevabı kendinden öncekilerde olduğu gibi efsanede değil, doğada aramaktadır. Ve soru sormaktadır. Ana madde ya da arkhe nedir? İşte Herakleitos ya da ağlayan filozof, İÖ. 6 yüzyılda bu coğrafyaya doğmuştur. Kendisi hakkında az şey bilmekteyiz. Ancak yine de bildiklerimiz bugüne kadar gelen bir tartışmayı alevlendirmeyi başarmıştır.
Herakleitos bir bakıma o güne kadarki doğa filozoflarının yolundan gitmiş ve ilk maddenin ateş olduğunu iddia etmiştir. Ateş kendisi aynı kalmakla birlikte birçok maddeyi dönüştürebilecek bir güce sahip olduğundan ilk madde için biçilmiş bir kaftandır, Herakleitosa göre. Belki de bu bakış açısı filozofun o güne kadar kimsenin görmediği bir açıyı yakalamasına neden olmuştur.
Ateş bir madde ya da varlık olmaktan çok bir süreçtir; oluş ve yok oluştur. Herakleitos kendinden öncekilerden farklı olarak bu oluş ve yok oluş sürecinin altında bir varlık olmadığını bilakis varlığın kendisinin bu oluş yok oluş olduğunu söylemektedir. Buradan çıkan sonuç ise herşeyin aktığı ya da sürekli bir akışın olduğunu söylediği ünlü görüşüdür.
“Aynı nehirlere iki defa inemezsin”... “Çünkü aynı nehirlere inenlerin üzerine her zaman yeni sular gelir”
Bu düşünce ile Herakleitos, kendisinden sonra gelen birçok eleştiride olduğu gibi varlığı ortadan kaldırdığı için bilgiyi de ortadan kaldırmamıştır. Filozofun düşüncesi, kendisinden sonra gelen felsefi sistemi etkilemiş ve varlığı ispat etmek amacıyla hareketin olmadığını göstermeye çalışan Elea’lı filozofların sebebi olmaya yetmiştir. Aslında bu varlık-oluş tartışması birçok filozofu etkilemiş ve Platon’un idea teorisine kadar ulaşmıştır. Bilindiği üzere Platon var olan ya da olmaya her şeyin kökeni olan bir ideanın olduğundan bahsetmektedir. Bu düşünce daha sonra o güne kadar zaten var olan mitolojik Tanrıçaların dinlerde aşkın bir Tanrıya dönüşmesini kolaylaştırmıştır.
Herakleitos bu oluş düşüncesi ile yasayı ortadan kaldırmamaktadır. “Ateş ölçüyle yanar ve ölçüyle söner” sözüyle oluşun yasasını anlatmaya çalışmaktadır. Filozof bu ölçüye “logos” adını vermiştir. Kelime Yunanca’da “bir bütün oluşturan söz, cümle”, “tam söz”, “oran”, düşünce”, “anlam”, “akıl” anlamına gelir. Filozof bundan sonra kendi aklı çerçevesinde yasanın kurallarını açıklamaya çalışmaktadır.
Bence Herakleitos’un anlamı tam da bu noktada başlıyor. Filozof hepimize değişken bir dünyaya bakmayı öğretiyor. Bilginin doğada gizli olduğunu ve bunun kurallarının peşinde koşmamızı öğretiyor. Bugün biz de bilimde son nokta değişmez bir gerçeğe ulaşmanın olanaksızlığını biliyoruz. Bilimsel düşünce sistemimizle kesin gerçeği değil, yanlışanabilir yakınlaşmaları arıyoruz. Bilim denilen sistemin hiçbir zaman sağlam bir zeminde değil, bataklık üzerinde durduğunu biliyoruz. Böylece sistemli şüpheciliğin gelişmesini de sağlamış oluyoruz. Yani hiçbir sözün ya da düşüncenin tüm mekanları ve zamanı içeremeyeceğini belki de bize gösteren kişidir, Herakleitos. Bu düşüncesinin bedelini de hayatta yalnız kaldığı gibi yüzlerce yıl eleştirilerek ödemiştir.
Diğer yandan filozof tarih boyunca birçok başka düşünce insanını yönlendirmiştir. Bunlar arasında yakın dönemden Goethe, Hegel, Nietzsche en ünlüleridir.
 
Kaynak:
Diogenes Laertios. Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri. (Çev:Candan Şentuna). Yapı Kredi Yayınları, 2010, İstanbul:70-73.
Ahmet Arslan. İlkçağ Felsefe Tarihi Sokrates Öncesi Yunan Felsefesi. 1Cilt. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2016, İstanbul: 285-305.

Coşkun Bakar, Hekim, Halk Sağlığı Uzmanı, Prof.Dr.

 
NOT: Bu yazı Ekim 2018 tarihinde Çanakkale Troia Dergisinin 48. sayfasında basılı olarak yayınlanmıştır...

Yorumlar