Dünya Halk Sağlığı Federasyonları Birliğinin üç yılda bir düzenlediği 13.Dünya Halk Sağlığı Kongresi 23-27 Nisan 2012 tarihleri arasında Etiyopya'nın başkenti olan Addis Ababa'da düzenlendi.
Türkiye'den katılan tek halk sağlıkçı bendim. Uluslararası kongrelerle olan ilişkim 2003 yılında Başkent Üniversitesi'ndeki hocam Prof.Dr.H.Seval Akgün ile tanışmam ile başladı. O zamana kadar tek tecrübem ulusal kongrelerdi. Başkent Üniversitesi'nde çalışmakta olan Prof.Dr. Akgün ile tanıştığımda uluslararası birçok işi yürüttüğünü ve kongrelere katıldığını görmüştüm. Hocam sağ olsun beni kendi işlerinin içine dahil etti. Ben de bu sayede uluslararası kongreye gitme konusunda zamanla tecrübe kazandım. İlk bildiri gönderdiğim kongreler Amerika Birleşik Devletlerinde American Public Health Association (APHA) tarafından düzenlenen kongrelerdi. 2004 yılından itibaren bu kongrelere Seval hocam ile birlikte onlarca bildiri yolladık. Kimi sözlü kimi de poster oldu. Ancak ben bu kongrelere ekonomik sebeplerden ötürü katılamadım. Bütün bildirileri hocam sundu. Dünya kongreleriyle de ilk karşılaşmam yine Seval hocam sayesinde oldu. 2006 yılında Brezilya'da düzenlenen gönderdiğimiz bildiriler sözlü ve poster olarak kabul edildi. Sözlü bildirilerden birinde ben ilk isimdim ve o günlerde üzerinde en çok çalıştığım konuydu: "Türkiye'de Sağlık Reformları"...
Ancak yine ekonomik sorunlar engel oldu ve katılamadım.
2009 yılındaki kongre İstanbul'da oldu. O kongreye katılmam zor olmadı. Bu kongrede de sözlü ve poster bildirilerim oldu.
O kongrede, 2012 yılındaki 13. Dünya Halk Sağlığı kongresinin Etiyopya'da yapılması kararlaştırıldı. O günden itibaren aklıma Addis Ababa'ya gitmeyi koydum. Ve iki sözlü ve iki poster bildiriyle katılabildim.
Hayatım boyunca akademik olarak yaşadığım en güzel günlerdi. Türkiye'den tek benim katılmam da ayrı bir ayrıcalıktı. Gerçi çok yalnız kalmıştım. Çünkü ilk defa yurtdışına çıkıyordum ve bu bir Afrika ülkesiydi.
Ancak eşim Ayla Bakar beni kongrede yalnız bırakmadı. Böylece kongre daha da güzel bir geziye döndü.
Gerçi bir köy gezisi yapamadım, Addis Ababa bir eğer yanınızda bilen birileri yoksa bir beyaz için çok güvenli bir şehir değildi. Yine ulusal müzelerini, şehir meydanlarını, katedrallerini gezebildim.
Döndüğümde ise iki yıla yakın kredi kartı borcu ödemek zorunda kaldım; ancak bugün olsa ve daha fazla borç ödeyeceğimi bilsem yine de giderdim...
Ayrıca bir de şu var bu tür ülkeleri gezerken otel seçiminde birinci tercihiniz ekonomik olması olmasın. Biz o hatayı yaptık. Otelimiz çok kötü değildi ama, iyi de değildi...
Bu yazıda kongreye ait resim ve videoları paylaşacağım.. Resimler, Çanakkale'den çıkışımızdan başlayacak...
Türkiye'den katılan tek halk sağlıkçı bendim. Uluslararası kongrelerle olan ilişkim 2003 yılında Başkent Üniversitesi'ndeki hocam Prof.Dr.H.Seval Akgün ile tanışmam ile başladı. O zamana kadar tek tecrübem ulusal kongrelerdi. Başkent Üniversitesi'nde çalışmakta olan Prof.Dr. Akgün ile tanıştığımda uluslararası birçok işi yürüttüğünü ve kongrelere katıldığını görmüştüm. Hocam sağ olsun beni kendi işlerinin içine dahil etti. Ben de bu sayede uluslararası kongreye gitme konusunda zamanla tecrübe kazandım. İlk bildiri gönderdiğim kongreler Amerika Birleşik Devletlerinde American Public Health Association (APHA) tarafından düzenlenen kongrelerdi. 2004 yılından itibaren bu kongrelere Seval hocam ile birlikte onlarca bildiri yolladık. Kimi sözlü kimi de poster oldu. Ancak ben bu kongrelere ekonomik sebeplerden ötürü katılamadım. Bütün bildirileri hocam sundu. Dünya kongreleriyle de ilk karşılaşmam yine Seval hocam sayesinde oldu. 2006 yılında Brezilya'da düzenlenen gönderdiğimiz bildiriler sözlü ve poster olarak kabul edildi. Sözlü bildirilerden birinde ben ilk isimdim ve o günlerde üzerinde en çok çalıştığım konuydu: "Türkiye'de Sağlık Reformları"...
Ancak yine ekonomik sorunlar engel oldu ve katılamadım.
2009 yılındaki kongre İstanbul'da oldu. O kongreye katılmam zor olmadı. Bu kongrede de sözlü ve poster bildirilerim oldu.
O kongrede, 2012 yılındaki 13. Dünya Halk Sağlığı kongresinin Etiyopya'da yapılması kararlaştırıldı. O günden itibaren aklıma Addis Ababa'ya gitmeyi koydum. Ve iki sözlü ve iki poster bildiriyle katılabildim.
Hayatım boyunca akademik olarak yaşadığım en güzel günlerdi. Türkiye'den tek benim katılmam da ayrı bir ayrıcalıktı. Gerçi çok yalnız kalmıştım. Çünkü ilk defa yurtdışına çıkıyordum ve bu bir Afrika ülkesiydi.
Ancak eşim Ayla Bakar beni kongrede yalnız bırakmadı. Böylece kongre daha da güzel bir geziye döndü.
Gerçi bir köy gezisi yapamadım, Addis Ababa bir eğer yanınızda bilen birileri yoksa bir beyaz için çok güvenli bir şehir değildi. Yine ulusal müzelerini, şehir meydanlarını, katedrallerini gezebildim.
Döndüğümde ise iki yıla yakın kredi kartı borcu ödemek zorunda kaldım; ancak bugün olsa ve daha fazla borç ödeyeceğimi bilsem yine de giderdim...
Ayrıca bir de şu var bu tür ülkeleri gezerken otel seçiminde birinci tercihiniz ekonomik olması olmasın. Biz o hatayı yaptık. Otelimiz çok kötü değildi ama, iyi de değildi...
Bu yazıda kongreye ait resim ve videoları paylaşacağım.. Resimler, Çanakkale'den çıkışımızdan başlayacak...
ÇANAKKALE'DEN YOLA ÇIKARKEN... (22.04.2012)
İSTANBUL'DAN AYRILIRKEN... (22.04.2012)
AÇILIŞ SEROMONİSİNDEN (23.04.2012)
Video için boyut sınırı olduğundan, başka video paylaşamadım...
(Bu katedral ziyareti esnasında makbuz aldık. Etiyopya parası ile 60 Birr'di. Ancak içerde gezerken bize eşlik eden personel kapıyı kitledi ve çıkabilmemiz için 200 Birr rüşvet istedi. Mecburen verdik...)
OTELİMİZİN BALKONUNDAN ADDİS ABABA (24.04.2012)
ULUSAL MÜZE - 24.04.2012ÜNLÜ LUCY'NİN FOSİLLERİ
SUNUMLAR - 25.04.2012
BİRALARI ÇOK İYİYDİ - HEM DE TÜRKİYE'DEN UCUZ...
BAYRAĞIMIZ YERE DÜŞMÜŞTÜ TEKRAR YERİNE KALDIRTTIK... (26.04.2012)
ARTIK DÖNÜYORUZ... (28.04.2012)
Yorumlar
Yorum Gönder